23 Temmuz 2014 Çarşamba

Gece kuşu

Akşam yürüyüş yapmayı seviyoruz. Duru arabasına oturuyor konuşa konuşa dondurmacıya kadar yürüyoruz sonra Duru'ya dondurma alıyor ve eve dönüyoruz. Toplamda 1 saat sürüyor ve hem açık havada spor yapmış hem de uzun uzun sohbet etmiş oluyoruz.

Bu akşam yürürken tam bizim hizamızda bizim yürüdüğümüz yolun karşısındaki yoldan birden "tak" diye bir ses geldi. Bir araba aniden durdu ve herkes o tarafa koşmaya başladı. Bir kaza olmuştu. Ne olur arabaya çarpmış olsun diye dua ediyordum ama ne yazık ki bir adamcağız hayatını kaybetti.

Sürücü genç bir çocuktu ve perişandı ne yapacağım deyip duruyordu sonra vefat eden beyefendinin çocukları çığlıklar atarak geldiler. Oğlu delirmiş gibiydi ve arabayı parçalamaya başladı. Sürücüyü oradan uzaklaştırdılar , kalabalığa karıştı ve hiç ses çıkarmadı. Kızları geldiğinde feryatları yeri göğü inletti , kendilerini yerlere atmışlar, bayılmışlar. Bu arada oğlu da arabayı ateşe verdi.

Ben oraya yaklaşmadım hem yanımda uyuyan Duru var diye hem de böyle şeyleri görmeye dayanamadığım için ama Murat ilk anda yardıma koşanlardandı. Ne yazık ki yardım edilebilecek bir durum yoktu. Araba ateşe verildiğinde hemen gelip uzaklaşalım dedi. Bir sürü ambulans bir sürü polis otosu geldi.

Yolumuza devam ettik bir kaç metre ötedeki dondurmacıya oturduk. Duru uyuyordu ve bizim bir şey yiyecek halimiz yoktu , çay istedik. Tam o anda dondurmacının önünde " baba baba" diye bir feryat yükselmesin mi!? Adamcağızın biri yere yığılmış titriyordu. Bir kadın iki de çocuk adama doğru koşuyordu.Kızı bi anda babasına koşmayı bırakıp bize yöneldi ve " şeker verin" diye bağırmaya başladı. Murat hemen çayımıza atmadığımız şekerleri uzattı. Garson su getirdi biraz daha şeker attılar sonra bir ambulans da bu adamcağız için çağırıldı. Adam şeker hastasıymış ve şekeri düşmüş neyseki kızı soğukkanlı ve çözüm odaklı bir çocuktu da zamanında müdahale edildi. Ambulans geldiğinde adamcağız kendine gelmiş gibiydi.

Bütün bu olayların hemen yanıbaşımızda olması beni çok etkiledi. Saat gece yarısı 02:00 ve uyuyamıyorum. Ortam o kadar gergindi ki. Olanlar o kadar ani, o kadar gerçek dışı , o kadar beklenmedikti ki.

Birazdan kalkıp çayımı içerken yumurta ve peynir yiyeceğim. Sonra mutlaka uyuyacağım ve sabah da işe gideceğim. Hayat benim için, sizin için devam edecek. Dünyanın herhangi bir yerinde ölümler, kayıplar sürerken , o arabanın sürücüsü korkuyla titrerken ya da arabanın çarptığı amca ölmüşken biz acıkacağız, güleceğiz, sohbet edeceğiz. Çok sıradan ve bence en çok bu yüzden çok korkunç.




2 yorum:

deniz dedi ki...

Eveet insanın ölümlü bir fani olduğunu bilmesi çok korkutucu. Evet ömrümüz üzerimize giydiğimiz hırkadan bile daha kısa... bu akşam yürüyüşünü belki bizde yaparız bugün kızımla çok hoşuma gitti.

Öykücü dedi ki...

Sevgili Deniz,

Sabaha kadar uyuyamadım.Saat 05:00da daldım biraz.İş yerinde ruh gibiyim.Yürüyüş harika oluyor bakalım bugün akşam yürüyebilir miyim?

Sevgiler.

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..