28 Eylül 2014 Pazar

Hamarat

Pazar günü sabah yağmurlu bir sabaha uyandık.Evde kahvaltı yapılamayacak kadar sıkıcı bir sabahtı.Çok sıkıcı sabahlar da tıpkı çok parlak sabahlar gibi dışarda kahvaltı etmeyi gerektirir:P Açık büfe kahvaltıya başladığı ve oyun parkı da olduğu için Türkmenbaşı Mado'ya gittik.Oyun parkına en yakın masayı rezerve etmeyi unutmadan tabi:)

Kahvaltı bizim en sevdiğimiz öğün.Adına şiir yazılmış kaç öğün var ki zaten?


Bu minnoş tabak da kızımızın.Bzim zararlı ıvır zıvırlarımızdan hiç birini elbette yemiyor;)


Yağmur durmuştu, zaten deli Adana yağmuru şeklinde değil daha çok ince ince tabir ettiğimiz şekilde yağıyordu.Pencereden görünen manzara:


Sonra markete gidip haftalık alışverişimizi yaptık.Bu haftasonu için kek ve kurabiye yapmak,menemenlik domates-biber yapmak gibi planlarım vardı.Domates ve biberleri yıkayıp sirkeli suda beklettim:


İnce kıyılmış {sayılamayacak} biberlerimi tavada biraz öldürdükten sonra üzerine rondoda çekilmiş domatesleri ekledim.Bir iki taşım kaynattıktan sonra sıcakken kavanozlayıp kapağını Murat'a kapattırdım.


Ters çevirip beklemeye başladık, bakalım:



Kavanoza sığmayan çok az bir domates-biber kavurması vardı onla da Duru'ya bulgur pilavı yaptım.Görünen şeyler kıyma değil esmer bulgur.Dondurucudan çıkardığım tavuk suyu ile pişen pilav hem çok sevilen hem de çok doyurucu bir öğlen yemeği oldu.Tavukların organik olduğunu belirteyim.Organik konusunda bir yazı yazmayı düşünüyorum, önemsediğim bir konu çünkü:


Portakal Ağacı'nın un kurabiyesini içine kavrulmuş susam ekleyerek yapıyorum.Çok lezzetli oluyor.Ben doğum yaptığımda Gül Abla bu kurabiyeleri göndermişti.Misafirlerime ikram ettiğimde herkes çok beğenmişti, bayatlamadan uzun süre de dayanıyor üstelik.Bana doğumumda geldiği ve çok da makbule geçtiği için ben de komşuma bebek görmeye giderken yapıp götürmüştüm.Bu kez tam buğday unu ile yaptığım için rengi biraz koyu oldu.Bir kısmını pişirdim bir kısmını da pişirmeden sadece şekil verip, yağlı kağıda sarıp,poşetleyip dondurucuya kaldırdım.Ani gelen misafirlerde çayın yanına ikram etmek üzere:


Çikolatalı Fransız Keki M.'ın isteği idi.Yağmurlu günlerde kek ve çay gibisi var mı? Hazır fırın ısınmışken keki de yaptım:



Çıkan bulaşığı yıkadıktan ve mutfağı dip köşe temizledikten sonra iki kurabiye, biraz çilek ve çayla keyif yaptım:


Bu haftasonu siz neler yaptınız sayın okur?

5 yorum:

deniz dedi ki...

Bu Fransız kekini ilk senden duyup (bir önceki blogda)denemiştim. Ben çok sevmedim. Yada ben güzel yapamamış da olabilirim... Benim bu haftasonum yoğun ve yorucu geçti. dinlenemedim. Evle de çok ilgilenemedim.

Bir Terazi Kizi... dedi ki...

Haftasonu süperdi cünkü 25 dereceydi! Yüzmeye gittik ve suan evde yalnizim! yuppiii

sebotuna dedi ki...

iki tane çocuk dogumgunu, bir minopolis gezisi, yine Tunik beye çalıştık bu haftasonu klasik:)

Öykücü dedi ki...

Deniz,

Tatil dönüşü hamaratlık beklenmez zaten.Bavul boşalt, dinlen yeter de artar bile:) Fransız Keki sevmemene şaşırdım , bizim evde o kadar çok tğketiliyor ki:)

BTK,

Yüzmeye gitmek her zaman en güzel tatil planı bence de:)) Evde yalnız olunca ne yapsam şaşırıyorum.O kadar çok yapmak istediğim şey var ki :P

Sebotuna,

Okula giden çocuk annesi olmak doğumgünü doğumgünü gezmek demek:) Allah eksikliklerini göstermesin çocuk olduktan sonra hayatının yarısından çoğu ona ait oluyor:))

Sevgiler..

firdevs dedi ki...

Esimin kuzeni , benimse arkadasim olan , blogumda bahsi gecen tugbayla madoya kahvaltiya gittik. yalniz biz evden cikana kadar saat oglen oldu :)) ama olsun , ben evdeykende once temizligi bitirip sonra kahvalti yapmaya aliskinim. menu geldi.O an yoresel lezzetler tepsisi cok cazip geldi. bizde yoresel lezzette karar kildik. iclikofte resmen bozulmustu. mumbar dolmasi tuzsuz ve baharatsiz bulgurdan ibaretti. kisacasi madonun koy kahvaltisinda gozum kaldi :)))) seneye insallah :)) gerci yilbasinda bir haftalik istanbul tatili dusunuyoruz ama :p

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..