29 Temmuz 2015 Çarşamba

Kitap



Yine bir kitap yazısı ile karşınızdayım.Okuduğum kitapları kaldırmadan önce fotoğraflayıp buraya taslak olarak kaydediyorum ki yazmayı unuttuğum bir kitap olmasın.Bu fotoğraf çekildiğinde 'Efsane' kitabının devamı olan 'Deha'yı okuyordum ama onun bitmesinin beklerken yazmayı unuturum diye bu şekilde fotoğrafladım.Devam kitaplarını ayırmış oldum maalesef.

Ruhundaki zehirle yüzleş: Çok beğendim.Ve sanırım -ama emin değilim- bu kitabı ikinci kez okudum.Ama kitabı okurken çok hafif bir tanıdıklık hissi dışında bir şey hissetmedim.Ühü.

Çok azimli bir adli tıp doktorunun son dönemde otopsini yaptığı ölülerin arasında bir bağlantı olduğunu düşünüp konuyla ilgili yeni bir tür uyuşturucunun piyasaya sürüldüğünü düşünüp insanların uyarılması gerektiğini iddia etmesi ve bunun için canla başla mücadele etmesi anlatılıyor.Çok yakışıklı bir ilaç firması sahibinin de dahil olduğu macera çok sürpriz bir sonla bitiyor.Kitap boyunca o doktordaki gücün, kendine güvenin hayranı oldum.Tüm hayata hatta aşka karşı bile o kadar güvenli bir duruşu var ki!

{Meğer olayı araştıran polislerden biri rüşvet almasına engel olduğu için ortağını öldürmüş, bunu çalıştığı iş yerinin penceresinden gören bir kadın da polise şantaj yapmaya başlamış.Polis de ilaç firmasının başmühendisini şantajla kendisine deneme aşamasında bir uyuşturucu vermesi için ikna etmiş.Ve hatta bunu el altından satmış sonuçta hedeflediği kadın harici üç kişinin daha ölmüş olmasına aldırmadan.}

Efsane: Dünyada felaket olmuş.Amerika'da bölünmüş, bir grup insan Cumhuriyet adında bir ülke kurmuş.Etraflarındaki koloniler denilen ülkelerle devamlı savaş halindeler.Cumhuriyetin içinde koloniler adına savaşan Vatanseverler diye bir grup da var.Deneme denilen sınavlar ve veba salgınları cumhuriyetin halkının çektiği en büyük eziyet ve seçmen dedikleri yöneticinin en büyük gücü.

Kahramanlarımız Day ve June.Day kimseyi öldürmeyen ama cumhuriyete ciddi zararlar veren bir sokak suçlusu, 15 yaşında.June ise Cumhuriyetin deneme sınavında tam puan alan, eğitimli dâhisi.İki çocuğun yolu bir takım kumpaslar ve June'un abisinin öldürülmesiyle kesişiyor.

Bu türü çok sevmeme rağmen bu kitabı çok çok sevemedim.Yine de devam kitabını okudum ve elbette üçüncü kitabı da okuyacağım.Amaç kafamda hikaye yarım kalmasın.

Kurucunun kızı: Konu Efsane ile neredeyse aynı.Ama bu kitaba ba-yıl-dımmm! Nükleer savaş sonrası bir grup insan bir ülke kurmuş.Kuruluş aşamasında iki lider anlaşamamış ve küçük bir savaş sonrası kazanan taraf ülkeyi yöneten pozisyonunda diğer tarafında gönlü olsun diye "kurucu" olarak adlandırılıyor.

Nükleer savaşın etkisiyle nesilde bir takım anomaliler var ve elbette sayıları da çok az.Bu yüzden 16 yaşında yöneticilerin belirlediği eşlerle evleniliyor.Kurucuların yaşadığı nispeten fakir bölümle, yöneticilerin yaşadığı zengin muhitten gençler evlendiriliyor.Bölece aradaki anlaşmazlığın tarih olması hedefleniyor.İnsanlar hiç tanımadıkları ve ilk kez orada gördükleri o kişiyle evleniyorlar.

Devletin bir işleyişi ve kuralları var.Kurallara karşı gelenler çitlerin dışına atılıyor.Kurallar tartışılabilir çünkü bir tecavüzcü de , evlenmeyi reddeden bir kız da çitlerin dışına atılabiliyor.Hayat şu anda da o zaman da çok adil değil.

Kurucunun oğlu olan adam(esas kızın babası) da yıllardır yönetici pozisyonundaki adamdan(esas oğlanın babası) nefret ediyor.Zamanında dedeleri savaşmış ama nefret ailede devam ediyor.Ama bu nefreti asla göstermiyorlar ve zaten Kurucunun kızı ile yöneticinin oğlu da evlenecek.Ama  yöneticinin oğlu kurucunun büyük kızı ile evlenmesi gerekirken evlilik sırasını iki sene erteleyerek küçük kız ile evleniyor.

Kahramanımız olan bu küçük kız ablasından hem fiziksel hem ruhsal olarak çok farklı.Babası ve ablasının yıllardır anlattıklarıyla büyümü ve evlendiği çocuktan da ailesinden de nefret ediyor.Hedefi de evlendiği adamı gizlice öldürüp, kargaşa çıkarmak ve yönetimi babasının ele geçirmesini sağlamak.Ama evlendiği çocuk Bishop Lattimer ile tanıştıktan sonra, yaşadığı bazı olaylardan sonra kendisine anlatılan herşeyin gerçek olmadığını görüyor ve yapması gerekenleri sorgulamaya başlıyor.Bakış açısıyla, seçimleriyle çok çok sevdiğim bir karakter.Ivy Westfall ve Bishop Lattimer açık ara favori çiftlerimden oldu.

Bu kitabın sonu da , kitap okunurken olanlar da muhteşem.Devam kitabını iple değil halatla çekiyorum.Mutlaka okuyun!

Bu akşam eve gidip Paris gezimiz için bavul hazırlayacağım.Kıyafetlerimi seçmiş ve bir kenara ayırmıştım zaten, Duru'nun giyeceklerini de kendi kıyafetlerimi de bavula koyup, yanımda taşıyacağım sırt çantasını da hazırladıktan sonra yemek yer ve yürüyüşe çıkarız muhtemelen.Eşimin akşam yapması gereken önemli bir işi vardı ve o bitti.Artık her akşam yürüyüş yapalım diye bir karar aldık ve bugün de ilk gün.

Duru'yu pusetine koyup gündüze göre nispeten serin Adana gecelerinde yürümek, etrafı izlemek, sohbet etmek çok dinlendirici oluyor.Aklımızdaki pek çok sorunu çözüyoruz, biribirimize anlatmayı unuttuğumuz bir sürü şey olduğu ortaya çıkıyor konuşurken.Bakalım.

3 yorum:

deeptone dedi ki...

sona anlat amaaaa keyifli bi gezi olsun o la laaaa :)

Adsız dedi ki...

Oykucuuuuu bulduguma inanamiyorum seni..eşinin cepte hâlâ benim cep kayitliysa lütfen ara msj at bisey yap yani bana. Nasil ulasirizzzz
Biyo

Öykücü dedi ki...

Deep:)

Teşekkürler.

Biyoooooo:)

Ya bir insan bu kadar mı ortadan kaybolur ya.Ben seni ne çok merak ediyorum biliyor musun? Kızlar neler yapıyor falan hep aklımdsın.Acaba gizli bir yerlerde yazıyor mudur diye ne arattım seni internette:) Akşam seni watsappden eklerim yazışırız:)

Öptüm.

Hakkımda

Bir anne, bir baba ve bir de çocuk.Aşk dolu, neşeli ve eğlenceli bir hayat umuduyla..